grayscale photo of wooden fence

5237 Sayılı TCK’da İnsanlığa Karşı Suçlar

Uluslararası Suçlar ve 5237 Sayılı TCK kapsamında İnsanlığa Karşı Suçlar

Av. Ahmet Sait Kendigelen

8/4/20254 min read

a black and white photo of a barbed wire fence
a black and white photo of a barbed wire fence

Uluslararası Ceza Hukukunda İnsanlığa Karşı Suçlar: Kavramsal Çerçeve, Ulusal ve Uluslararası Düzenlemeler

1. Giriş

İnsanlığa karşı suçlar, modern uluslararası ceza hukukunun en ağır ve en karmaşık suç kategorilerinden biridir. Bu suçlar, sıradan bireyleri değil, belirli toplulukları hedef alan sistematik ve yaygın saldırıları kapsar. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Statüsü kapsamında yargılamaya tabi olan dört ana uluslararası suçtan biridir. Diğerleri; soykırım suçu, savaş suçları ve saldırı suçudur.

Bu makalede, insanlığa karşı suçların tarihsel gelişimi, Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) düzenlemesi ile Roma Statüsü’ndeki karşılığı karşılaştırmalı olarak ele alınacaktır. Ayrıca fail ve mağdur nitelikleri ile kavramsal çerçevede ortaya çıkan eleştiriler de irdelenecektir.

2. Kavramsal ve Tarihsel Arka Plan

İnsanlığa karşı suçlar kavramı, uluslararası hukuk literatürüne ilk kez 1945 tarihli Nürnberg Askeri Mahkemesi yargılamaları ile girmiştir. II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’nın sivillere yönelik gerçekleştirdiği sistematik saldırılar, bu suç tipinin kodifikasyonunu zorunlu kılmıştır.

Roma Statüsü’nün 7. maddesi ise, bu kavramı modern uluslararası ceza hukukunun kalıcı ve bağlayıcı bir parçası haline getirmiştir. Her ne kadar Türkiye, Roma Statüsü’nü 2000 yılında imzalamış olsa da, iç hukuk onay sürecini tamamlamadığı için henüz bağlayıcı nitelik kazanmamıştır.

3. Türk Ceza Hukukunda İnsanlığa Karşı Suçlar (TCK m.77)

Türk Ceza Kanunu'nun 77. maddesi, insanlığa karşı suçları şu şekilde tanımlar: Siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle, toplumun belirli bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda ve sistematik biçimde işlenen bazı ağır fiiller bu suç tipini oluşturur.

a. Suçun Maddi Unsurları

Maddede sayılan fiiller şunlardır:

  • Kasten öldürme ve yaralama,

  • İşkence, eziyet, köleleştirme,

  • Hürriyetten yoksun bırakma,

  • Bilimsel deneylere tabi kılma,

  • Cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı,

  • Zorla hamile bırakma, zorla fuhşa sevk etme.

b. Suçun Manevi Unsuru

Failin, eylemleri belli bir inanç, ırk, din veya siyasi saikle işlemiş olması gerekir. Bu özel kast, sıradan suçlarla insanlığa karşı suçları ayıran temel unsurdur.

c. Cezai Yaptırımlar

  • Kasten öldürme halinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.

  • Diğer fiiller için 8 yıldan az olmamak üzere hapis cezası öngörülmüştür.

  • Suçların çok sayıda mağdura karşı işlenmesi durumunda, gerçek içtima hükümleri uygulanır.

  • Zamanaşımı işlemez.

  • Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

4. Örgütlü Yapılar ve İnsanlığa Karşı Suçlar (TCK m.78)

TCK m.78’e göre, insanlığa karşı suçları işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu örgütlere üye olmak da ayrıca cezalandırılır:

  • Örgüt kuran/yöneten: 10 ila 15 yıl arası hapis,

  • Üye olanlar: 5 ila 10 yıl arası hapis cezasına çarptırılır.

  • Bu suçlar açısından da zamanaşımı yoktur ve tüzel kişilere güvenlik tedbiri uygulanabilir.

5. Roma Statüsü'nde İnsanlığa Karşı Suçlar (Madde 7)

Roma Statüsü, insanlığa karşı suçları “herhangi bir sivil nüfusa karşı yaygın veya sistematik bir saldırının parçası olarak işlenen fiiller” şeklinde tanımlar. Bu tanım, TCK’ya kıyasla daha geniştir ve mağdur grubun belirlenmesinde sadece saiklere değil, saldırının yoğunluğu ve organize niteliğine de odaklanır.

a. Roma Statüsü’ne Göre Fiiller

Statü'nün 7. maddesine göre insanlığa karşı suç sayılan fiiller şunlardır:

  • Öldürme,

  • Toplu yok etme (extermination),

  • Köleleştirme,

  • Sürgün ve zorla nüfus nakli,

  • Hukuka aykırı tutuklama ve özgürlükten yoksun bırakma,

  • İşkence,

  • Cinsel şiddet (tecavüz, zorla hamile bırakma, zorla kısırlaştırma),

  • Zulüm (belirli bir gruba mensup olduğu için yapılan ayrımcı eylemler),

  • Zorla kaybetme,

  • Irk ayrımcılığı (Apartheid),

  • Ağır fiziksel ya da ruhsal zarar veren diğer insanlık dışı eylemler.

b. Eleştirel Noktalar

Roma Statüsü, insanlığa karşı suçlar kapsamında cinsiyet kavramını yalnızca “kadın ve erkek” olarak tanımlamıştır (md. 7/3). Ancak günümüzde cinsiyetin ikili kategorilerle sınırlı olmadığı, daha spektrumlu bir yapı arz ettiği kabul görmektedir. Bu yönüyle Statü'nün tanımı çağdaş insan hakları anlayışıyla çelişmektedir.

6. İnsanlığa Karşı Suçlarda Fail ve Mağdur

a. Fail

İnsanlığa karşı suçlar, herkes tarafından işlenebilir. Ancak suçların “yaygın ve sistematik” şekilde işlenmesi, çoğunlukla bir devletin veya organize bir yapının desteğiyle mümkündür.

b. Mağdur

Mağdur sivil nüfustur. Yani savaşan niteliği olmayan bireyler bu suçların mağduru olabilir. Vatandaşlık bağı şart değildir; fiilin işlendiği yerdeki siviller bu kapsamda korunur.

7.İnsanlığa Karşı Suçların, Soykırım Suçu ile Farkı

İnsanlığa karşı suçlar ile soykırım suçu sıkça karıştırılır. Oysa aralarında önemli farklar vardır:

  • Soykırımda, hedef doğrudan bir topluluktur (etnik, dini, ırki, vb.) ve amaç topluluğun kısmen veya tamamen yok edilmesidir.

  • İnsanlığa karşı suçta ise eylemler bireylere yöneliktir; ancak bu eylemler yoğunluk ve sistematiklik kazandığında insanlığa karşı suç kapsamına girer.

8. Değerlendirme ve Sonuç

İnsanlığa karşı suçlar, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde ağır yaptırımlarla karşılanan suç tiplerindendir. Türk Ceza Kanunu, bu suçları sınırlı bir çerçevede düzenlese de, Roma Statüsü bu konuda daha geniş ve detaylı bir yaklaşım benimsemiştir. Ancak Roma Statüsü’nün de özellikle cinsiyet kavramı ve fail tanımı gibi bazı yönleri eleştirilmektedir.

Uluslararası hukuk sisteminin bu suçlarla mücadelede daha etkili olabilmesi için yalnızca normatif değil, yapısal reformlara da ihtiyaç vardır. Devletlerin tarafsızlıktan uzaklaşmadığı, adaleti evrensel bir değer olarak benimseyen bir uluslararası ceza düzeni, insanlığa karşı suçların gerçek anlamda yargılanabilirliğini sağlayacaktır.